Ukrayna'nın mevcut Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenski, liderliği sırasında çeşitli eleştirilere maruz kalıyor. Uzun süreli liderliği döneminde, Sovyetler Birliği'nin çöküşü sonrası ortaya çıkan yeni politik dinamikler çerçevesinde, Zelenski'nin uyguladığı politikalar, eski Ukrayna liderlerinden biri tarafından sorgulandı. Onun bu sorgulaması, yalnızca Zelenski’nin liderlik tarzını değil, aynı zamanda Ukrayna’nın geleceğini düşündüren tartışmaları da gündeme getiriyor.
Eski lider, Zelenski’nin hem iç hem de dış politikalarını eleştirirken, yaptığı çarpıcı açıklamalarla dikkat çekti. Eleştirilerine göre, Zelenski’nin yönetimi, Sovyet dönemindeki otoriter yönetimler gibi, muhalefeti bastırmak ve demokratik hakları kısıtlamak üzere hareket ediyor. Bu tür uygulamalar, Rusya'da gözlemlenen yasadışı hapsi ve ifade özgürlüğüne yapılan saldırılara benzerlik gösteriyor. Eleştiriler, Zelenski'nin, Rusya'nın uygulamalarından farklı bir yol izlediğini iddia edenler için büyük bir tartışma alanı oluşturuyor. Eski lider, "Yaptıkları, Rusya'da olanlardan farkı yok" şeklinde cümleler kurarak, hükümetin tutumunu eleştiri oklarının hedefi haline getirdi.
Volodymyr Zelenski'nin iktidarı altında, özellikle savaş döneminde, birçok stratejik karar alınmış ve bu kararlar bazen tartışmalı hale gelmiştir. Eleştirmenler, hükümetin medya üzerindeki etkinliğinin artırılması, muhalefet partilerine yapılan baskılar ve temel insan haklarının ihlali gibi konulara dikkat çekiyor. Bu noktada, eski lider; Zelenski'nin bu uygulamalarının, Rusya'da görülen baskıcı politikalara benzer olduğunu vurguluyor. Eleştirileri altında, hoşgörüsüzlüğün ve toplum içindeki farklı görüşlere tahammülsüzlüğün, yerini almaya başladığı algısı ön plana çıkıyor. Böylece Ukraynalıların demokratik hakları elde etmek için verdiği mücadelenin de sorgulanmasına yol açıyor.
Ayrıca, Zelenski’nin yabancı yatırımcıları çekme çabaları ve AB’ye yönelim, eleştirinin odak noktası haline gelirken, bu çabaların başarılı olup olmadığı da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ukrayna'nın savaş sonrası yeniden yapılanma süreci ve bu sürecin yönetimi, halkın ve uzmanların dikkatini çekiyor. Halk, savaşın getirdiği kayıpların ardından umutlarını bu yatırım ve altyapı projelerine bağlarken, eleştiriler ise bu süreçte gerekli olan demokratik standartların yükseltilmesi gerektiği noktasında yoğunlaşıyor.
Zelenski'nin iktidarının ilk dönemlerindeki artan popülaritesi, askeri zaferler ve uluslararası destek ile pekişmişti. Ancak, son dönemdeki siyasi hamleler ve muhalefetle kurulan zayıf ilişkiler, bu popülaritenin sorgulanmasına sebep oldu. Eleştirmenler, Zelenski'nin uygulamalarını sadece iç politikayla sınırlı görmemek gerektiğini, dış politikadaki dengeyi de göz önünde bulundurmak gerektiğini vurguluyor. Söz konusu eleştiriler, batılı ülkelerin Ukrayna'ya verdikleri destek konusundaki tutumlarıyla da doğrudan bağlantılı. Bu noktada eleştirilerin, uluslararası ilişkiler üzerindeki etkisi de gözler önüne seriliyor.
Sonuç olarak, Zelenski'nin yaptığı ve yapmadığı arasında gidip gelen bu tartışmalar, sadece iç politika ile sınırlı kalmıyor; aynı zamanda uluslararası arenada da yankı buluyor. Eski liderlerin bu eleştirileri, halkın Zelenski yönetimine olan güveninde önemli bir rol oynayabilir. Bu tür eleştiriler, halkın gözünde hükümetin etkinliğini sorgulamakla kalmayıp, aynı zamanda gelecekteki siyasi hadiselerin nasıl gelişeceği konusunda ipuçları sunmakta. Bu tartışmalar, Ukrayna'nın geleceğine dair pek çok net sorunun hala cevapsız olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, bu eleştirilerin, halk tarafından nasıl algılanacağı ve bu algıların Zelenski’nin siyasi kariyerini nasıl etkileyeceği konusunda belirsizlikler devam ediyor.