Oylum Höyük, Kilis'in tarihi derinliklerinde yer alan ve farklı medeniyetlerin izlerini barındıran bir arkeolojik alan olarak, yaz mevsiminin bunaltıcı sıcaklıklarına aldırış etmeden kazı çalışmalarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Kazılar, bölgede yaşayan antik toplulukların günlük yaşamına, inançlarına ve alışkanlıklarına dair önemli ipuçları sağlamaktadır. Yaz ayları boyunca, ulusal ve uluslararası birçok akademisyen ve öğrenci bu alanda, insanoğlunun tarihine ışık tutacak eşsiz kalıntıları gün yüzüne çıkarmak için çaba harcıyor.
Oylum Höyük'teki kazı çalışmaları, özellikle son yıllarda artan bir ilgiyle devam ediyor. 2010 yılından bu yana süregelen bu çalışmalar, birçok farklı döneme ait kalıntıları gün yüzüne çıkarmıştır. Bölgenin, Neolitik Çağ'dan itibaren Asur ve Roma dönemlerine kadar uzanan zengin bir tarih geçmişi bulunmaktadır. Kazı alanında yapılan araştırmalar sonucunda, yerleşim yerlerine ait yapılar, çömlek parçaları, aletler ve çeşitli sanat eserleri gibi birçok buluntu elde edilmiştir. Elde edilen bu buluntular, hem bilim insanları hem de tarih meraklıları için büyük birer değer taşımaktadır.
Kilis'in yaz sıcakları, kazı ekibinin işini zorlaştırsa da, ekip üyeleri kararlılık ve özveri ile çalışmalara devam ediyor. Günlük sıcaklıkların 40 dereceye kadar çıktığı bu dönemlerde, kazı çalışmaları sabah erken saatlerde başlamakta ve öğle saatlerinde ara verilen çalışmalar, akşam saatlerinde yeniden başlamaktadır. Böylece, hem ekip üyelerinin sağlığı korunmakta hem de kazı çalışmalarının sürdürülebilirliği sağlanmaktadır. Elde edilen bulgular, bu zorlu şartların ne kadar önemli bir katkı sunduğunu gösteriyor. Kazılarda çalışan arkeologlar, elde ettikleri her yeni bilgi ve buluntu ile tarihi daha iyi anlamakta ve bu değerli mirası gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğunu üstlenmektedir.
Tarihi ve kültürel mirasımızın korunması açısından Oylum Höyük, sadece Kazı çalışmaları ile değil, aynı zamanda topluma kazandırdığı değerlerle de dikkat çekmektedir. Oylum Höyük'teki kazıların toplum üzerindeki etkileri sadece bilimsel verilerle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda bölgedeki insanların tarih bilincinin artmasına ve kültürel mirasa sahip çıkılmasına da katkı sağlamaktadır. Yerel halk, bu değerli çalışma hakkında bilgilendirilmekte ve kadim topraklarının öneminin farkına varmaktadır. Bunun yanı sıra, kazılara yönelik düzenlenen etkinlikler, atölye çalışmaları ve seminerler aracılığıyla halkın bilgi düzeyi de yükseltilmektedir.
Sonuç olarak, Oylum Höyük'teki kazı çalışmaları, sıcak havalara rağmen devam eden cesur bir çabanın sonucudur. Bu tarihi alan, yalnızca arkeologlar için değil, aynı zamanda tarih severler ve meraklılar için de bir çekim merkezi haline gelmiştir. Gelecekte yapılacak kazılar ve elde edilecek yeni buluntularla, antik medeniyetlere dair daha fazla bilgi edinilmesi umut edilmektedir. Hem bilimsel hırsın hem de tarih merakının buluştuğu bu tarihi alanda, geçmişle bugünü birleştiren bir köprü işlevi görülecek ve insanlık tarihine yeni sayfalar eklenmeye devam edecektir.