26 Ekim 2023 tarihinde İran, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybeden vatandaşlarını anmak üzere büyük bir yas günü düzenledi. Ülkede, zorlu ve dramatik olaylarla geçen günlerin ardından, binlerce insan sokakları doldurarak kaybedilen hayatları unutmadıklarını bir kez daha gösterdi. Saldırıda hayatını kaybedenlerin cenazeleri, İran genelinde çeşitli şehirlerde coşkulu bir kalabalık tarafından uğurlandı. Bu yas gününde sadece ölenlere saygı duruşunda bulunmakla kalınmadı, aynı zamanda siyasi bir mesaj da verildi. İran halkı, bu saldırıların durdurulması için seslerini yükseltirken, aynı zamanda ulusal bir birlik ve dayanışma sergiledi.
İran’ın Batı Asya’da istikrarı sağlamada karşılaştığı zorluklardan biri olan İsrail saldırıları, uzun yıllardır devam eden bir çatışmanın parçası olarak görülüyor. Son saldırıda, sivil hedeflerin seçilmesi ve masum insanların hayatını kaybetmesi, uluslararası arenada geniş yankı uyandırmıştı. İranlı yetkililer, saldırının arkasında yatan nedenleri araştırmaya devam ederken, halk da bu duruma büyük bir öfke ile tepki gösterdi. Yas günü düzenlenen yürüyüşler, bu öfkenin bir yansıması olarak değerlendirildi. Şehirlerin ana caddelerinde toplanan kalabalık, 'Kahrolsun İsrail!' sloganları atarak sadece bir anma değil, aynı zamanda bir protesto gerçekleştirmiş oldu.
Yas gününde bir araya gelen kalabalık, sadece kaybedilen canları anmakla kalmadı; aynı zamanda toplumun farklı kesimlerini de bir araya getirdi. Kadınlar, yaşlılar, gençler ve çocuklar hep birlikte, kaybettikleri yakınlarını anmak üzere sokaklara akın etti. İslami kurallar ve geleneklerin hakim olduğu bir ortamda, bu tür bir kitlesel etkinliğin düzenlenmesi, toplumsal dayanışmanın ve birlikte hareket etmenin önemini bir kez daha gösteriyor. İnsanlar, yürüyüş boyunca, 'İran yalnız değildir!' ve 'Kahramanlarımızı unutmayacağız!' gibi sloganlarla birliklerini sergiledi. Bu durum, ülke içindeki koalisyonu da güçlendirmiş oldu.
İran halkının bu yas gününde bir araya gelmesi, sadece bir anma değil aynı zamanda Hamas ve diğer direniş gruplarına da bir destek mahiyetindeydi. Sosyal medya üzerinden yayılan mesajlar, bu tür eylemlerin bölgede ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. İran yönetimi de, halkın bu tepkisini dikkate alarak uluslararası diplomasi kanallarında daha etkin olmayı amaçlıyor. Özellikle Batı ile olan ilişkilerde, bu tür anmaların politik baskıyı artırabileceği düşünülüyor.
Bunların yanı sıra, dini liderlerin ve siyasi figürlerin yaptığı konuşmalar da dikkat çekici oldu. Üst düzey yetkililer, bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması için birliğin ve direnişin önemine vurgu yaptılar. Herkesin yüreğinde bir acı ve hasretle bir araya geldiği bu yas günü, aynı zamanda dayanışma ve mücadele ruhunun da gücünü gösterdi. İran, halkının bu ruhunu kullanarak uluslararası platformlarda daha etkin bir rol oynamayı hedefliyor.
Sonuç olarak, İran’da yas günü, yalnızca kayıpların anılması değil, aynı zamanda bir direniş ve dayanışma eylemi olarak da ön plana çıktı. Binlerce kişinin sokaklara dökülmesiyle birlikte, bu tür saldırılara karşı bir ses oluştu. Bütün bu yaşananlar, toplumun belkemiğini oluşturan birlikteliğin ve mücadele azminin ne denli güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Gelecek günlerde, İran yönetiminin bu birlikteliği nasıl yönlendireceği ise merakla bekleniyor.