Son yıllarda, uyuşturucu ticareti ile ilgili haberler günlük yaşamımızın bir parçası haline geldi. İstatistikler, Türkiye'de uyuşturucu kullanıcılarının sayısının artış gösterdiğini açıkladığında, toplumda bu konuda derin bir kaygı oluştu. Ancak bu sorunun kökenlerine inildiğinde, gençlerimizin ve çocuklarımızın maruz kaldığı tehlikeli bir oyun dikkat çekiyor: Baronların "torbacı çocuk" oyunu. Bu oyun, gençleri hedef alarak onları suç dünyasına sürüklemeyi amaçlayan bir mekanizma olarak karşımıza çıkıyor.
Torbacı çocuk, uyuşturucu satışı yapan kişilere verilen halk arasında kullanılan bir terimdir. Bu kişiler genellikle genç yaşta olup, baronlar tarafından suç örgütlerine, uyuşturucu ticaretine yeni katılanlar olarak konumlandırılır. Bu gençler, uyuşturucu maddeyi satmakla görevlendirilerek, toplumda daha büyük suçların işlenmesine zemin hazırlarlar. Baronlar, bu çocukları kullanarak yüksek gelir elde etmenin yanı sıra, kendi suç şebekelerinin geleceğini de inşa etmektedir. Çocukların masumiyetine, hayallerine ve potansiyellerine, sahte bir özgürlük sunularak getirilen bu kirli oyun, onları zorla yeraltı dünyasının karanlık dehlizlerine itmektedir.
Bu durum, sadece bireyler için değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de ciddi sorunlara yol açmaktadır. Torbacı çocukların sayısındaki artış, toplumun her kesimini etkileyen bir sorun haline gelmiştir. Aileler, çocuklarının bu tür tehlikelerden nasıl koruyacaklarını bilmemekte, çocuklar ise sosyal medya ve diğer eğlence araçları aracılığıyla baronların ve uyuşturucu dünyasının parçası olma arzusu taşımaktadır. “Hayatımda bir anlam bulamıyorum” gibi düşüncelerle karşılaşan gençler, hızlı para kazanma ve şatafatlı bir yaşam hayalleri ile bu tehlikeli yola sapıyorlar.
Bu sorunun üstesinden gelmek için, tanınmış psikologlar ve sosyologlar, aile içindeki iletişimin güçlenmesi, çocukların yaşam becerilerinin artırılması, okulda verilecek eğitimlerin zenginleştirilmesi gibi çözüm önerileri sunmaktadır. Ayrıca, devlet ve sivil toplum kurumlarının birlikte harekete geçerek, gençlere yönelik bilinçlendirme kampanyaları düzenlemesi büyük önem taşımaktadır. Uyuşturucu ile mücadele tehlikesini önlemek amacıyla sadece cezai uygulamaların yetersiz kalacağı gerçeği, bu sorunun çözümü için bütünsel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, baronların torbacı çocuk oyunu, toplum içinde ciddi bir yarılma yaratmakta ve gençlerin geleceğini tehdit etmektedir. Ailelerin, eğitim kurumlarının ve devletin iş birliği ile bu sorunlara karşı durmak, genç nesillerin sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için kritik öneme sahiptir. Gençlerimizi hayal gücünden alıkoyan, hayati riskler içeren bu kirli oyundan kurtarıp, onlara umut dolu bir gelecek sunmak için hepimize düşen sorumluluklar vardır. Çocuklar, hayallerinin peşinden koşabilmeli; baronların kirli işlerinin değil, kendi öz değerlerinin kıymetini bilerek büyümelidirler.