Antalya, geçtiğimiz günlerde 45 dakikalık bir dolu felaketi ile sarsıldı. Yaz mevsiminin tam ortasında yaşanan bu olay, hem doğayı hem de kenti etkisi altına aldı. Dolu yağışı, birçok yerleşim alanında hasara yol açarken, vatandaşlar da bu unutulmaz anı gözyaşlarıyla anlattı. Yerel kırsal alanlarda çiftçiler tarlalarındaki ürünlerin neredeyse tamamını kaybederken, şehir merkezindeki vatandaşlar araçlarının hasarını görmekte ve iş yerlerinin durumu hakkında endişelenmekteydi. Antalya’nın bu beklenmedik dolu felaketi, hem şehirde yaşayanlar hem de turistler için unutulmaz bir deneyim haline geldi.
Antalya'da yaşanan bu dolu yağışı, tüm şehirde büyük bir panik havası yarattı. İlk önce gökyüzünde beliren kararan bulutlar, kısa sürede gök gürültüsüyle birlikte dolunun geleceğinin habercisi oldu. Vatandaşlar, bir anda başlayan dolu yağışı karşısında neye uğradıklarını şaşırdılar. Dolu taneleri, yerle buluştuğunda büyük bir gürültüyle şehri sarstı. Aniden başlayan bu kötü hava koşulları, özellikle dışarıda olanlar için zor anlar yaşattı. Çeşitli alanlarda çalışan inşaat işçileri, mağaza sahipleri ve sokaklarda yürüyen insanlar, kendilerini hızlı bir şekilde korunacak bir yere atmaya çalıştılar. Ancak birçok kişi için bunun mümkün olmadığını belirtmekte fayda var.
Birçok araç, park halindeyken dolunun hedefi oldu ve ciddi hasar gördü. Araç sahipleri, yağışın ardından gözyaşları içinde araçlarının üstündeki eziklere ve camlarındaki kırıklara bakarak, büyük bir kaybın yaşandığını fark ettiler. Gazetecilere konuşan bir kadın, “Dolunun geldiğini duyduk ama gözlerimize inanamadık. O kadar büyüktü ki, sanki bıçak gibi yüzümüze saplanıyordu. Hemen arabamızın içine girmeye çalıştık ama başaramadık.” diyerek o anları tarif etti.
Antalya, aynı zamanda tarım açısından da önemli bir merkez konumunda. Bu dolu felaketi, tarımsal ürünlerin çoğuna büyük zararlar verdi. Çiftçiler, tarlalarda bulunan sebze ve meyve ürünlerinin büyük bir kısmını kaybetti. Özellikle sebze bahçeleri ve narenciye ağaçları, dolunun lepesi altında kaldı. Bir çiftçi, “Sadece bir günde, yıllarca emeğimizin karşılığını kaybettik. Dolu, her şeyi yok etti. Şimdi ne yapacağımızı bilemiyoruz.” diyerek acısını dile getirdi.
TARIM Bakanlığı da olayın ardından bölgeye heyet gönderdi ve hasar tespit çalışmaları başlatıldı. Yapılan açıklamada, çiftçilere destek sağlanacağı ve zarar görenlere çeşitli yardım projelerinin devreye sokulacağı ifade edildi. Ancak, sürecin ne kadar süre alacağı ve ne ölçüde yardım yapılacağı konusunda çiftçiler arasında büyük bir belirsizlik hâkim. “Yardım istemiyoruz, sadece bu tür felaketlere karşı daha iyi bir koruma sisteminin kurulmasını istiyoruz.” diyen bir başka üretici, yaşananların tekrarlanmaması gerektiğini vurguladı.
Antalya’daki bu dolu felaketi, sadece fiziksel hasarlarla değil, aynı zamanda psikolojik etkileriyle de şehirdeki insanları derinden sarstı. Birçok kişi, bu olayın ardından hava koşullarına karşı daha dikkatli ve tedbirli olma gerekliliğini hissetti. Devlet kurumlarının ve belediyelerin de bu konuda proaktif adımlar atması, gelecekte benzer felaketlerin önlenmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, Antalya'da meydana gelen 45 dakikalık dolu felaketi, hem bireylerin hem de toplulukların yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen bir olay olarak hafızalara kazındı. Uzmanlar, iklim değişikliğinin bu tür hava olaylarını artırabileceğini ve buna bağlı olarak da çiftçilerin ve vatandaşların daha fazla zarar görebileceğini belirtmekteler. Gelecekte bu tür olaylar için hazırlıklı olmak, hem bireyler hem de devletler için büyük bir öncelik haline gelmeli.