Günümüzde uzun yaşamın sırrı hakkında birçok bilimsel araştırma ve tartışma mevcut. Herkes sağlıklı bir yaşam sürmek ve uzun yıllar yaşamak için doğru diyet ve egzersiz programı arayışında. Ancak, Amerikanın Florida eyaletinde, hayatlarının 100. yılını kutlayan iki kadın, bu kalıpları tersine çevirerek, aslında uzun yaşamın sırlarını çok daha basit bir temele oturtuyorlar. Onların hikayesi, sağlıklı yaşam düşüncesinin ötesine geçiyor ve gerçek anlamda neyin önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Flerida Jones ve Elsie Smith, 100 yaşlarına bastıklarında bile, genç ruhları ve enerjileriyle çevrelerindeki herkesi etkiliyorlar. Yaşlılık onları yavaşlatmak yerine, yaşamın tadını çıkarma fırsatı olarak görüyorlar. Her iki kadın da, uzun yaşamın bir numaralı kuralının mutluluk olduğunu savunuyor. Onların yaşam hikayeleri, aslında sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için gereken tam anlamıyla yaşamsal bir yaklaşımı sergiliyor.
Flerida, gülümsemenin ve pozitivitenin yaşam kalitesini artırdığını söylüyor. Özellikle, zor zamanlarda bile her olaya olumlu bir perspektiften bakmanın önemine dikkat çekiyor. "Hayatta ne olursa olsun, yüzümde bir gülümseme taşımaya çalıştım,” diyor Flerida. Bu yaklaşım, sağlıklı yaşamı destekleyen bir düzenin temeli olarak değerlendirilebilir.
İki centenarian, vücutlarının ihtiyaçlarına göre beslenmenin ve hareket etmenin önemine dikkat çekiyor. Ancak burada duraklama yok; aşırı diyet ve yoğun egzersiz programlarının uzun yaşam için gerekli olmadığını ifade ediyorlar. Elsie, "Ben hemen hemen her şeyi yedim, asla kendimi kısıtlamadım,” diye konuşarak, keyifli bir yaşam sürmenin önemine vurgu yapıyor. Zaman zaman tercih ettikleri tatlılar ve aperatifler de yaşamlarının tadı olmuş durumda.
Oysa geleneksel beslenme önerileri, kalorileri saymayı ve çeşitli diyet planlarına uymayı ön plana çıkarıyorken; bu iki kadın, sadelik ve dengeyi sağlıklı yaşamın anahtarı olarak görüyorlar. Onlara göre, cinsel yaşamdan tutun da sosyal bağlantılara kadar, yaşamı dolu dolu yaşamak uzun yaşamı destekliyor.
Aynı zamanda, düzenli yapılan fiziksel aktivitelerin, günlük yürüyüşlerin ve hafif egzersizlerin bile sağlığınıza katkıda bulunabileceğini belirtiyorlar. Ancak burada, sporun mecburiyet değil, bir tadım ve zevk unsuru olması gerektiğini vurguluyorlar. Yani, egzersiz keyifli bir aktivite haline geldiğinde, hem akıl sağlığı hem de beden sağlığı açısından sunduğu faydalar katlanarak artıyor.
Sözün özü, Flerida Jones ve Elsie Smith, 100 yaşında olmanın sadece fiziksel sağlıkla değil, aynı zamanda ruhsal ve sosyal unsurlarla da ilgili olduğunu hatırlatıyor. Bu iki olağanüstü kadının yaşamından aldığımız dersler, sağlıklı yaşamın çok yönlü bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu bize tekrar hatırlatıyor. Uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız, mutluluğun ve sosyal etkileşimin hayati öneme sahip olduğunu unutmamalısınız.
Flerida ve Elsie’nin hayat hikayeleri, genellikle diyet ve egzersiz odaklı sağlıklı yaşam anlayışını yeniden değerlendirmemize olanak tanıyor. Yaşlanma sürecinin toplumda ruhsal olarak nasıl algılandığını değiştiren bu iki kadının hikayeleri, aslında herkesin yaşamında uygulayabileceği, basit ama etkili bir yaklaşımı gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, uzun yaşamın sırrı bazen geç algıladığımız duygusal ve sosyal bağlarımızda saklıdır. İşte bu nedenle, hayatı dolu dolu yaşamak, en az fiziksel sağlık kadar önemlidir. Bu iki kadının renkli dünyasında, sağlığın ve mutluluğun sırrını bulmak mümkün.